Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum lider Nikos Hristodulidis’in KKTC mahkemeleriyle ilgili “korsanlık” ifadesini Kıbrıs Türk Halkına ve yargısına hakaret olarak nitelendirdi. Tatar, Rum liderliğinin sistematik biçimde yasa dışı veri topladığını, Taşınmaz Mal Komisyonu’nu yok saymaya çalıştığını ve korku siyasetiyle gerginlik yarattığını vurgulayarak bu tutumu sert bir dille kınadı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum lider Nikos Hristodulidis’in, KKTC mahkemelerinin yasalar kapsamında aldığı kararı “korsanlık” diye nitelemesinin, Kıbrıs Türk Halkına ve bağımsız yargısına yapılmış açık bir hakaret olduğunu söyledi.
“HRİSTODULİDİS’İN AÇIKLAMALARI KARŞILIKLI SAYGIYI, EŞİTLİĞİ VE HUKUK ZEMİNİNİ REDDEDEN BİR ZİHNİYETİN DIŞAVURUMUDUR”
Hristodulidis’in açıklamlarına sert şekilde yanıt veren Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu tür açıklamalar, karşılıklı saygıyı, eşitliği ve hukuk zeminini reddeden bir zihniyetin dışavurumudur. Gerginliği, tasarladığı gündemlerle yaratıp tırmandıran Rum lider, özellikle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile gerçekleştirdiğimiz her yapıcı temasın hemen ardından tutuklama ve korku yayma siyasetini bilinçli şekilde devreye sokmaktadır. Kıbrıs Türk Halkını toptan tehdit eden ve yargımızı hedef alan bu yaklaşım, muhatabımızın gerçek niyetini açıkça ortaya koymaktadır” dedi.
“RUM LİDERLİĞİNİN UZUN SÜREDİR ÜLKEMİZDEN YASA DIŞI YOLLARLA BİLGİ, BELGE VE TEKNİK ÖLÇÜMLERLE VERİ TOPLADIĞI BİLİNEN BİR GERÇEKTİR”
“Rum liderliğinin uzun süredir düşmanlık siyasetlerini ileriye götürmek için ülkemizden yasa dışı yollarla bilgi, belge ve teknik ölçümlerle veri topladığı bilinen bir gerçektir” ifadesini kullanan Tatar, bu verilerin, Rum polis teşkilatı aracılığıyla kendi mahkemelerinde delil olarak sunulduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şimdi verilen tepkilerin, Rum liderin bu hukuk dışı faaliyetlerinin açığa çıkmasından ve yargı önünde sorgulanmaya başlanmasından kaynaklandığını kaydetti.
“DÜŞMANCA ANLAYIŞ, TAŞINMAZ MAL KOMİSYONU’NU DA YOK SAYMAYA ÇALIŞIYOR”
Cumhurbaşkanı Tatar açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Açık söylüyoruz, uluslararası polis mekanizmalarını Kıbrıslı Türklere karşı baskı aracı gibi kullanan bu düşmanca anlayış, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından tanınan Taşınmaz Mal Komisyonu’nu da yok saymaya çalışmaktadır. Hukuki çözüm yollarını görmezden gelerek bunu hazmedemeyen, karşılığında ise Kıbrıs Türk Halkını hedef alan bu siyaset, yeni değildir.
“TERÖR SİYASETİ”
Cumhurbaşkanı olarak daha önce de ifade ettim. Kıbrıs Türk Halkını hedef alan, sistematik baskı kurmaya çalışan bu anlayış, korkuya ve yıldırmaya dayalı bir terör siyasetidir. Bu siyaset, ne hukukla ne insanlıkla bağdaşır. Halkımızı korkutarak bir yere varabileceklerini zannedenler, büyük bir yanılgı içerisindedirler.
Şimdi aynı zihniyet bir kez daha devrededir. Mahkemelerimizi hedef almakta, kurumlarımızı itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır. Kıbrıs Türk Halkını topluca tehdit eden, her gelişmeyi bir düşmanlık fırsatına çeviren bu tutumu reddediyoruz. Bu saldırgan dili esefle kınıyor ve aynen iade ediyorum.”