Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in ileri sürdüğü şartlara tepki gösteren Cumhurbaşkanı Ersin Tatar; “Tehdit ve şantajlara boyun eğmemiz mümkün değil”
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in ileri sürdüğü şartlara tepki gösteren Cumhurbaşkanı Ersin Tatar; “Tehdit ve şantajlara boyun eğmemiz mümkün değil”dedi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “şartlarımız kabul edilmezse AB-Türkiye ilişkilerinin ele alınacağı AB Zirvesi’ni veto edeceğiz” diyen Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’i yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın açıklaması şöyle;
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile Brüksel’de yaptığı görüşmede “Türkiye Doğu Akdeniz’deki doğal gaz çalışmalarını durdurmalı, Türk tarafı Maraş açılımına son vermeli, KKTC ve Türkiye iki devletli çözüm önerisinden vazgeçmeli” şartlarını ileri sürerken, bu şartların kabul edilmemesi durumunda Haziran ayında AB-Türkiye ilişkilerinin ele alınacağı AB Zirvesi toplantısını veto edeceğini açıklamıştır.
Anastasidis’in ileri sürdüğü bu şartlar AB, Türkiye ve KKTC’ye yönelik tehdit ve şantaj içerirken, bu şartların tarafımızdan kabul edilmesi asla mümkün değildir ve Rum tarafının hegemonyacı tutumuna da boyun eğecek değiliz. Bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi Türkiye tarafından desteklenen ve Cenevre’de masaya koyduğumuz egemen iki eşit devlete dayalı çözüm önerimizden vazgeçecek değiliz. Maraş açılımı ile Doğu Akdeniz’deki doğalgaz çalışmaları da devam edecektir.
Rum tarafının bu kadar cüretkâr olması ile şantaja başvurması ve tehditler savurmasının ana nedenlerinin başında da AB’nin Güney Kıbrıs’ı siyasi nedenlerle, haksız ve tek yanlı şekilde üyeliğe alması ve Kıbrıs konusunda Rum yanlısı bir tutum izlemesidir. AB’nin bu tutumu da çözümsüzlüğe hizmet etmektedir.
Kıbrıs konusunda tarafsızlığını yitiren AB, Rum-Yunan ikilisi ile birlikte, Türkiye’ye “AB üyesi olmak istiyorsan Kıbrıs meselesi bizim istediğimiz şekilde çözümlenmeli” baskısında bulunurken, bunu bir tehdit unsuru olarak kullanmaktadır. Ama ne var ki aynı AB, Güney Kıbrıs ile Yunanistan’ı üyeliğe alırken, Kıbrıs konusunun çözülüp çözülmemesine bakmamıştı. Bu arada 2004 yılında yapılan Annan Planı referandumu sürecinde de AB’nin verdiği sözleri hatırlatmakta yarar vardır. AB, ‘referandumda Kıbrıs Türkleri evet derse AB ile müzakerelerinde Kıbrıs konusu bir kez daha Türkiye’nin önüne engel olarak konulmayacak’ sözünü vermişti. Ama ne var ki AB, verdiği diğer sözler ile birlikte bu sözünü de yerine getirmedi. Kıbrıs konusu hala daha Türkiye’nin önüne engel olarak konulurken, kabul edilemeyecek şartlar ileri sürülmektedir. Bunların yanı sıra Kıbrıs Türk halkı da Rum devletine dönüşen “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yamalanmaya ve Rum’un azınlığı olmaya zorlanıyor. Bunları da kabul etmek mümkün değildir. Türkiye ile birlikte belirlediğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz.
AB üyesi olan Güney Kıbrıs ile Yunanistan, tehdit ve şantajla AB’yi kullanarak Kıbrıs konusuyla ilgili olarak KKTC ile Türkiye’ye dayatmalarda bulunurken, AB’nin Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis tarafından ileri sürülen şartlar karşısında nasıl bir tutum takınacağı da tarafımızdan izlenecektir. Temennimiz, AB’nin Rum tarafının şartlarına tepki göstermesi, Rum yanlısı tutumundan vazgeçmesi ve adil olmasıdır.